Telefon
Telegram
WhatsApp
İnstagram
rajibraj 28 Nisan 2024, 14:25

Türkiye için Blockchain Kullanım Önerisi

Türkiye’de Blockchain ile ilgili olarak çeşitli yazılım firmaları, topluluklar, akademisyenler ve geliştirmeciler çalışmalar yapmakta,
ancak teknolojinin çok yeni olması sebebiyle henüz yeterli uygulama alanı fırsatı bulunamadığı ve mevcut çalışmaların
genellikle kavram kanıtlama ve teknik detayları özümseme üzerine olduğu gözlemlenmektedir. Bu çalışma içinde, sermaye
piyasası mensubu kurumlarınca yürütülen emeklilik yatırım fonlarının işleyişi hakkında bilgi verilerek bu işleyiş içerisinde
Blockchain teknolojisi kullanımı ile sağlanabilecek avantajlara dikkat çekilecek ve Blockchain’in finans sektörü için örnek bir
uygulama alanına tavsiyede bulunulacaktır.
Emeklilik fonları, emeklilik şirketleri tarafından kurulmakta ve portföy yönetim şirketlerince yönetilmektedir. Portföy yöneticileri,
fon portföyünü, Bireysel Emeklilik ve Tasarruf Sistemi Kanunu, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, fon içtüzüğü, emeklilik
sözleşmesi, izahname, portföy yönetim sözleşmesi ve ilgili mevzuat hükümlerine göre yönetmekle yükümlüdür. Fonlara ilişkin
tamamen şeffaf ve her gün düzenli açıklanan veriler olmasına rağmen özellikle komisyon ve işletim giderleri konusunda
akıllarda çok fazla belirsizlik bulunmaktadır. Hesaplanan fon getirilerinin brüt veya net hesaplanması (komisyon
düşülmüş/düşülmemiş) ve fon işletim giderlerinin fonun kurucusu emeklilik şirketi ile yönetimini yapan portföy yönetim
şirketlerince nasıl paylaşılacağı konularında sürekli anlaşmazlıklar yaşanmaktadır. Bu anlaşmazlıklar ile birlikte tüm bu
ekosistemde bulunan 150 kurum sıkı bir rekabet ve uyum içinde çalışmak zorundadır. Günlük olarak fonlara yapılan işlemler sonrası kurumların operasyon temsilcilerinin bloklara tanımlayacağı girdiler ile ortak bir performans hesabı ve fon işletim gideri
dağıtımı, kontratlar üzerinden yapılabilir. Fonların yasal kısıtları göz önünde bulundurularak da tanımlanacak akıllı kontratlar,
sistemde yaşanacak karmaşaya engel olabilecektir.
Şekil 5 ile temsil edilmek istenen emeklilik fonlarının yönetim işleyişinde, merkezde emeklilik şirketleri bulunmaktadır. Bunun
sebebi, piyasada işlem gören veya yeni arz olunacak tüm emeklilik fonlarını kurma yetkisinin, sadece bu kurumlarda olmasıdır.
Fonların varlık dağılımı bazında yönetim kararları portföy yönetim şirketlerince (PYŞ) verilir; ancak tebliğlerde yatırım kararları
konusunda bir takım kısıtlar da mevcuttur. Yani PYŞ’ler fonların finansal yönetim ve değerlemesinde daha önce resmi şekilde
belirlenmiş bazı kurallar bütününe bağlı kalmak zorundadır. Portföy yönetim şirketleri hem tebliğde yer alan kısıtlara bağlı
kalmak hem de başarılı bir portföy yönetimi yapabilmek için farklı varlık türlerinde yatırım kararı alabilir ve dolayısıyla
operasyonel anlamda da farklı işlem tipleri görülebilir. Bu kurumlar yapılacak işlemin çeşidine göre aracı kurumlar ve bankalar
ile çalışmak zorundadır. Örneğin bir hisse alım satımı yapılacaksa, bunu aracı kurum üzerinden sağlamalıdır; ancak bir
mevduat işlemi yapılacaksa bankalar ile çalışmak zorundadır. Şekilde de görüldüğü üzere PYŞ’ler, bankalar ve aracı kurumlar
arasında işlem verilerinin kontrol edilip mutabık kalındığı bir bağlantı olmak zorundadır. Yapılan bu işlemler neticesinde PYŞ’ler
ile bankalar arasında aracı kurumlardan farklı olarak mutabakat sağlanmaktadır ve mutabakata konu olan veri gün sonu nakit
bakiyeleridir. Emeklilik şirketlerinde de gün içinde yapılan fon portföyü yönetimi sonrası, aracı kurumlar ve portföy yönetim
şirketleri ile mutabakat sağlayıp nihai bakiyeleri üç kurumla da paylaşmaktadır. Söz konusu işleyişteki diğer paydaşlardan olan
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) emeklilik şirketinden her gün sonunda belirli bildirimleri ve farklı periyotlarda hazırlanan
(günlük, aylık, üç aylık, yıllık) raporları beklemektedir. Emeklilik şirketleri resmi kurum mutabakatlarında EGM dışında Merkezi
Kayıt İstanbul ile çalışmaktadır ve Takas İstanbul’la yapılan en kritik çalışma, takas disketlerinin oluşturulup gönderilmesidir. Bu
disketler fonlara yönelik tüm işlem ve detayların belirtildiği verilerdir.

Yapılan tüm mutabakat ve işlemler neticesinde açıkça görülmektedir ki, bu işleyişte kullanılacak bir DLT yapısı pek çok maliyet,
insan hatası ve güvenlik açıklarının önüne geçecektir. Blockchain Research Institute (BRI) kurucuları Don ve Alex Tapscott’a
göre (2017), Blockchain kullanımı için olması gereken karakteristikler aşağıdaki gibidir. Bu maddelerin emeklilik fonlarının
işleyişi için kullanılacak bir Blockchain ağında hangi girdileri temsil edeceği maddeler ile birlikte açıklanmıştır. • Birden Fazla Taraf: Emeklilik şirketleri, portföy yönetim şirketleri, bankalar, aracı kurumlar,
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) ve Takas İstanbul gibi anlaşmaya konu olan pek çok taraf bulunmaktadır. • Paylaşılan Veri: Bankalar, aracı kurumlar, PYŞ’ler ve emeklilik şirketleri arasında fonlara yapılan işlemler ve nihai nakit
bakiyeleri gibi veri akışları sağlanmaktadır.
• Düşük Güven : Sistemin kullanıcılarının birbirine tam güvenmemesi durumunu temsil eden bu madde, tüm finansal
yapılarda yaşanan ortak bir sorun olarak çok paydaşlı emeklilik fon yönetimi mekanizması için de geçerli gösterilebilir. • Denetleme İhtiyacı: EGM, Merkezi Kayıt İstanbul gibi kurumlarca yapılan kontrollere ek olarak şirketlerce yayınlanan bir
takım verilerin, raporların ve bildirimlerin yasal ve özel denetimlerden geçme zorunluğu vardır. Bahsi geçen işleyişe konu
olan kurumların her biri de sermaye piyasası oyuncuları olarak zorunlu denetimlere tabidir. Dolayısıyla kayıtların her
zaman ulaşılabilir ve silinemez olması son derece önemlidir.
Şekil 5’de gösterildiği gibi emeklilik şirketleri, PYŞ’ler ve bankaların dahil olduğu bir özel (private) Blockchain ağında, günlük
işleyişte paylaşılan ve karşılıklı mutabık kalınan veriler üzerinde son derece hızlı ve güvenli şekilde kontrol ve onay sağlanabilir.
Örneğin gün içinde yapılmış işlemler sonucunda oluşan nakit kasa bakiyeleri emeklilik şirketleri tarafından çalışılan tüm
kurumlarla paylaşılmakta ve onaydan geçmektedir. Burada kullanılacak bir Blockchain’de, yapılan tüm işlemler, tanımlanacak
yetkiler çerçevesinde kurum çalışanları tarafından ikili-üçlü şekilde izlenerek hatadan tamamen arındırılabilir. Portföy yönetim
şirketlerince uyulması gereken varlık dağılımı ve işlem kısıtları da yine Blockchain ağında tanımlanabilecek akıllı kontratlar ile
desteklenebilir. Ek olarak mevcut durumda kurumların herhangi birinin paylaştığı veride tutarsızlık tespit edilirse, sorunun çözümü için harcanan zaman ve çalışma maliyeti azalacaktır. Çünkü dağıtık defter teknolojileri kullanılarak işlemler-ödemeler
şeffaf, kesintisiz ve otomatik şekilde izlenebilir. Sunulan bu model ile Blockchain’i uygulamak için gerekli alanlar olarak bilinen; • Birden fazla katılımcı, • Katılımcıların kimliklerinin tanımlanabilir ve yetkilendirilebilir olması, • Ekosistem paydaşlığı ve verinin dolaşımı, • Kontrat oluşturmaya uyumlu bir platform olması, • Mevcut sürecin dönüşümünde zorlanmaması gibi özelliklerin hepsini taşımaktadır.
BİST, Takas İstanbul ve Merkezi Kayıt İstanbul gibi finans piyasasının en önemli oyuncularının Blockchain kullanmaya
başlaması, bu ekosistemin diğer oyuncuları için de teşvik edici olmalı ve bu teşvik resmi kurumlarca da desteklenmelidir.
Portföy yönetim şirketleri, emeklilik şirketleri gibi kurumlar mevcut işleyişte öncelikle hangi süreçlerde Blockchain’e ihtiyaç
duyulduğunu tespit ederek, teknolojiye nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda merkezi otoriteleri ve yazılım firmalarını
yönlendirmelidir.
Dünyada “dijital kayıt birliği” kurulması kaçınılmaz bir gerçektir. Küresel ve bölgesel mal ticaretinin, karayolu, demiryolu,
havayolu ve denizyolu taşımacılığının, enerji taşımacılığının kavşak noktası konumunda olan tüm ülkeler, ekonomik
entegrasyon adına Blockchain teknolojileri ile dijital veri ve ekonomik varlık aktarımının kavşak noktası ve saklama merkezi
olabilme gayretindedir. Blockchain teknolojisinin içinde barındığı potansiyel kazanımların farkına varan pek çok devlet, bu
konuda ciddi çalışmalar ve yatırımlar yapmaktadır.
Blockchain’in daha iyi anlaşılması için ihtiyaç duyulan şey, her sektörün kendine özgü problemleriyle yaşamayı reddeden
yenilikçi, araştırmacı ve uzman kişilerden oluşan bir ekosistemdir. Bunun yanında zamana ihtiyaç duyulan, enerji maliyeti,
yetkin personel eksikliği gibi konularla beraber kripto paralarla bir tutulması gibi yanlış algılar sonucu ortaya çıkan zayıf itibar da
Blockchain’in yeterince anlaşılmasının önündeki engeller olarak gösterilebilir. Yeterince anlaşılmamanın bir sonucu olarak,
kripto paralar dışında, Blockchain kullanımı konusunda tüm dikkatleri üzerinde toplayacak bir uygulamayla henüz
karşılaşılmamıştır. Tüm bu engeller kolay aşılabilir ve hemen her yeni değişimin başına gelebilecek sorunlar olarak
görüldüğünden, dünyanın pek çok ülkesinde Blockchain’e olan alaka azalmadan devam etmektedir.
Bu teknolojiye Türkiye ekseninde bakıldığında ise belirli bir farkındalığın olduğu, ancak derin bilgi birikimine sahip olma
konusunda adımların daha cesurca atılması gerektiği söylenebilir. Dünya için bile çok yeni sayılabilecek bu teknolojinin
Türkiye’de hayata geçirilmesi için belli bir zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Somut uygulama örnekleri üretmede, resmi kurumların
teşvik edici ve destekleyici olması son derece kritiktir ve sonuç itibariyle Blockchain konusunda hiç bir şey yapmamak, ilerleme
yolunda yapılacak önemli bir hata olarak kabul edilebilir.